X Anasayfa Platform Hakkımızda Danışmanlık Çözümler Referanslar Blog İletişim Giriş Yap

Blog

Çalışan deneyimi kurumsal çıktıları nasıl etkiler?

Çalışan deneyimi, çalışanın kurumla tüm etkileşim noktalarındaki deneyimlerinin toplamından oluşur. Bu tanım nispeten sınırlı olmakla beraber kurumun müdahale alanı içindeki değişkenlere odaklanılmasını sağladığı için operasyonel anlamda kullanışlı bir çerçeve çizer.

Çalışan deneyimini geniş anlamıyla değerlendirecek olursak kişinin çalışma hayatıyla ilgili belirli bir zaman dilimindeki tüm deneyimini bu çerçevede ele almak mümkündür[1]. Bu bakışla, örneğin, kurum içindeki liderlik yaklaşımları çalışan deneyiminin bir bileşeni olduğu gibi çalışanın iş yerine gelirken yaşadığı tüm olumlu ve olumsuz deneyimler de aynı şekilde çalışan deneyiminin bir diğer bileşeni olabilmektedir. Bu geniş çerçeveden bakıldığında kurumun etki alanının nispeten dışında kalan konularda bile çalışanın sesini dinlemek kurumsal çıktılara olumlu olarak yansımaktadır.

Çalışan deneyimiyle ilgili çeşitli kaynaklarda raporlanan bazı istatistiklere[2] baktığımızda bu durumu daha net görebiliriz. Çalışanlarına olumlu bir deneyim sunan kurumların,

- Rakiplerine kıyasla karlılıklarının %25 daha yüksek olduğu

- Müşteri memnuniyetinin 2 kat daha yüksek olduğu

- Çalışan devamsızlığının %41 daha az olduğu

görülmektedir.

Aynı şekilde, çalışanlara da bir müşteri gözüyle bakıp çalışan deneyimini belirli bir bakış açısıyla şekillendirmeye yatırım yapan kurumlarda da bu yaklaşımın olumlu sonuçları görülmektedir[3]. Çalışan deneyimine bu bakış açısıyla yaklaşan kurumlarda çalışanların diğer kurum çalışanlarına kıyasla,

- Çalışmaya devam etme niyetlerinin %31 daha yüksek olduğu

- Görev tanımı dışında da olsa olumlu, kurum için yararlı davranışlar gösterme olasılıklarının %35 daha yüksek olduğu

görülmektedir.

Gerek bu gibi çıktıların birinci elden deneyimlenmesi gerekse çalışan deneyiminin kurumlara kattığı değerin ikincil kaynaklardan izlenmesi günümüzde birçok kurumu bu konuda adımlar atmaya, çalışan deneyimini ölçümleme ve iyileştirme yoluna gitmeye yönlendirmiştir. Kurumların çalışan deneyimine yaklaşımlarının değerlendirildiği bir çalışmada elde edilen sonuçlar da bu trendi gösterir niteliktedir[4]. Çalışmaya katılan kurumların %92’si çalışan deneyimini iyileştirmenin önümüzdeki üç yıl için öncelikli hedefleri arasında olduğunu belirtmektedir. Pandemi öncesinde de çalışan deneyimini iyileştirmenin öncelikleri arasında olduğunu belirten kurumların oranı ise %52’de kalmaktadır.

Aynı çalışmada, olumlu bir çalışan deneyiminin verimliliği pozitif yönde etkileyeceğini düşünen işverenlerin oranı %78, genel iş performansını iyileştireceğini düşünen işverenlerin oranı ise %79 olarak gözlemlenmiştir.

Bu bakışla, çalışan deneyimini iş çıktılarının stratejik bir parçası olarak gören ve bu yönde adımlar atan kurumlarda kendi sektörlerindeki kurumlara kıyasla,

- 2.7 kat yüksek verimlilik

- %90 daha düşük çalışan devir oranı

raporlanmıştır.

Özetle görmekteyiz ki olumlu çalışan deneyimi ve kurumların çalışan deneyimi stratejileri, çalışanlara daha olumlu ve verimli bir çalışma hayatı sunmanın yanı sıra birçok kurumsal çıktıyı da pozitif yönde etkilemektedir. Dolayısıyla çalışan deneyimi günden güne artan bir oranda işverenler tarafından da kurumların stratejik planları içinde yerini almaktadır.

Kaynakça:

[1] https://www.octanner.com/global-culture-report/2020/experiences.html

[2] https://www.deloittedigital.com/us/en/offerings/customer-led-marketing/customer-strategy-and-applied-design/workforce-experience-by-design.html

[3] https://www.gartner.com/en/human-resources/insights/employee-experience

[4] https://www.wtwco.com/en-BE/Insights/2021/07/2021-employee-experience-survey